Festivalde Gün 5: “Buradayım, İyiyim”, "Tavşan İmparatorluğu”, “Aldığımız Nefes” ve “Ankara Filmleri Yarışması”
36. Ankara Film Festivali’nin dördüncü günü, Ulusal Uzun Film Yarışması gösterimleri ve Ankara Filmleri Yarışması’nın buluşmasıyla geçti.

Buradayım, İyiyim
Yönetmen Emine Emel Balcı ve oyuncu Elit İşcan’ın katıldığı söyleşi, anneliğin getirdiği kişisel ve psikolojik yükü, toplumsal dayatmalar ve kadın dayanışması ekseninde ele aldı.
Emine Emel Balcı, hikâyenin kendi annelik sürecinden doğduğunu, ancak "annelikle ilgili sorduğum soruların sadece bana özgü olmadığını" görerek hikâyeyi genişlettiğini belirtti. Filiz karakterini yazarken kendisinden çok ayırmadığını ifade eden Balcı, filmin amacının anneliği "kutsal alana sıkıştırmamak" olduğunu ve iyiye doğru giden bir hikâyeye dönüşmesini istediğini söyledi. Balcı, Filiz’in derdini çözerken mutlaka dayanışmadan yolunun geçmesi gerektiğini düşündüğünü ve filmin kurgusal ölüm sahnesinin dahi bir "dayanışmanın göstergesi" olduğunu anlattı.

Balcı, filmin görsel dünyasında karamsarlıktan kaçındıklarını ve parlak, aydınlık görsellerin o kontrastı beslemesi açısından önemli olduğunu ekledi: “Bir önceki filmim ‘Nefesim Kesene Kadar’da bir omuz kamera estetiği vardı... Burada aslında biçimsel olarak kendim için de yeni bir şey ya da başka bir şey kendi adıma yapmak istediğim için bütün bu tasarı boyunca biraz daha renkli, biraz daha aydınlık, biraz daha parlak, biraz daha karamsarlıktan uzak bir görsel dünya çizmek önemliydi.” Balcı, bu tercihin çocukların dünyasından geldiğini ve filmde “umutsuzluğu beslemekten kaçındığını,” iyiye doğru giden bir hikâyeye dönüşmesini istediğini, zira dayanışmanın böyle bir sonuç getirdiğini söyledi.
Oyuncu Elit İşcan, yönetmen Emel Balcı’nın ilk filmini bildiği için "bir izleyici olarak onun yeni bir film yaptığını duyunca çok heyecanlandığını" belirtti. İşcan, Şule karakterini canlandırmasıyla ilgili şunları söyledi: “Anne olma meselesi, kadının dayanışması benim de kafa yorduğum ve hem edebiyat hem sinemada ilgilendiğim bir meseleydi. Çok mutluydum hep başından beri parçası olmaktan. Sonra Bige dahil olunca daha da güzelleşti.”
Çekimi olduğu için gösterime katılamayan Bige Önal’ın performansına değinen İşcan, aralarındaki uyumun seyircide "yıllardır tanışıyormuş" hissi yarattığını doğruladı. İşcan, Bige Önal ile oynamanın "Çok keyifliydi" olduğunu belirterek, partnerini şöyle tanımladı: "Çok verici bir o da. Karşısındaki oyun arkadaşını çok önemseyen, çok konsantre, alan açan.”

Tavşan İmparatorluğu
Yönetmen Seyfettin Tokmak, oyuncular Sermet Yeşil, Alpay Kaya ve yapım ekibinden Can Aygör ile Barış Duruçalı’nın katılımıyla gerçekleşen söyleşi, filmin Elazığ/Urfa coğrafyasındaki zorlu yapım sürecine, oyuncu keşfine ve filmdeki umut temasına odaklandı.
Yönetmen Tokmak, filmin çekimlerinin büyük kısmını doğduğu coğrafyada, Elazığ’da yaptıklarını ve çekimlerin 40 güne yakın sürdüğünü belirtti. Oyuncu Sermet Yeşil, çekimler öncesinde iki hafta kar yağdığını ve Keban Barajı’nın dibindeki lojmanlarda elektrik kesintileri, fareler ve zorlu koşullarda kaldıklarını anlatarak, "O coğrafyanın havasını soluyup orada çalışmak çok başka bir deneyim" dedi.

Tokmak, genç oyuncu Alpay Kaya’yı binlerce çocuk içinde, "içinde dünya kurabilen" o özellikleri taşıyan biri olduğu için seçtiğini anlattı. Yönetmen, Alpay’ın üçüncü gün kamerayla öyle bir an yaşadığını ki, "oyunculuğun içindeki o gizli anahtarı keşfettiğini" fark ettiğini, bu andan sonra onunla çalışmanın çok kolaylaştığını söyledi.
İzleyicilerden gelen yorumlara katılan Tokmak, filmin finaldeki umudunun film boyunca örüldüğünü ve "Tüm baskılara rağmen herkesin kendi çapında bir direniş sergileyebileceği" mesajını içerdiğini söyledi.

Aldığımız Nefes
Yapımcı Fevziye Hazal Yazan’ın katıldığı söyleşide, yönetmen Şeyhmus Altun’un ilk uzun metraj filminin kişisel arka planı ve bağımsız bir yapımı hayata geçirmenin zorlukları ele alındı.
Yapımcı Yazan, hikâyenin yönetmenin ablasıyla yaşadığı bir deneyimden yola çıktığını ve çantası verilen çocuğun yönetmenin çocukluğunu temsil ettiğini belirtti. Filmdeki yangının hem metaforik hem de hikâyenin akışı içinde önemli bir yeri olduğunu söyleyen Yazan, "hepimizin hayatında yaklaşan ya da içinde taşıdığı bir yangın var" diyerek filmin katmanlı konusunu açıkladı.

Yazan, bağımsız iş yapmanın zorluğuna dikkat çekerek, Kültür Bakanlığı desteği olmadan cesaret etmenin çok güç olduğunu belirtti. Yıllarca reklam ve televizyon işlerinde çalıştıktan sonra, "Ya şimdi çekeriz ya da hiç çekemeyiz" dediği bir noktada filme başladıklarını anlattı. Yazan, sinema okuyan gençlere çağrı yaparak, yetenekli insanları toparlama ve finansal zorlukları üstlenme sorumluluğu nedeniyle yapımcı olmanın Türkiye’de bir "mecburiyet" haline geldiğini ve gençleri bu alana yönelmeye teşvik etmek istediğini söyledi.

Ankara Filmleri Yarışması
Ankara Filmleri Yarışması'nda yer alan "Bir Tutkunun Hikayesi", "Ankara Tümülüsleri" ve "Kaybolan Düğüm" belgesellerinin ekipleri, kentin tarihi, sporu ve kaybolan zanaatları üzerine konuştu.
“Bir Tutkunun Hikayesi” belgeselinin yönetmeni Erhun Altun, 50. Yıl Lisesi’nin futbol takımının 18 Ankara, 11 Türkiye şampiyonluğu ve 3 Dünya Kupası katılımı gibi inanılmaz başarılarını anlattı. Yapımcı Ethem Aktuan ve Erhun Altun, okulun göçle gelen çocukları suça sürüklenmekten kurtardığını vurguladı. Altun, belgeselin "idealist öğretmenlerin idealistliğinin" sona erdiğini gösteren trajik bir hikaye olduğunu belirtti. Ekip, 1997 Dünya Şampiyonası'ndan tek bir görüntü bile bulamadıklarını, bu nedenle kurmaca/canlandırma sahneleri çekmek zorunda kaldıklarını, bunun da hikayeye ne kadar az önem verildiğinin kanıtı olduğunu söyledi.
“Ankara Tümülüsleri”nin yönetmeni Kadir Uluç, filmin Gordiyon Vakfı işbirliğiyle bir sempozyumda tanışmayla tesadüfen başladığını anlattı. Uluç, filmin Gordiyon ile Ankara Tümülüsleri'ni ayırmadığını, tam tersi "birbirini birleştirmek" için çekildiğini söyledi. "Kaybolan Düğüm" belgeselinin yönetmeni Metin Kaybağcı ise kendi yorgancısı üzerinden yorgancılık zanaatının önemini gençlere aktarmak istediğini belirtti.
Twitter'da AnkaraFF
HABERLER
-
Festivalde Gün 5: “Buradayım, İyiyim”, "Tavşan İmparatorluğu”, “Aldığımız Nefes” ve “Ankara Filmleri Yarışması”
-
Festivalde Gün 4: “Kesilmiş Bir Ağaç Gibi” & “Parçalı Yıllar”
-
Festivalde Gün 3: Ulusal Kısa Film Yarışması filmleri sahnede
-
Festivalde Gün 2: Ulusal Belgesel Film Yarışması’nda evrensel tanıklıklar, kökler ve dayanışma hikâyeleri
-
Festivalde Gün 1: Ulusal Belgesel Film Yarışması’nda evrensel tanıklıklar, kökler ve dayanışma hikâyeleri
-
Ankara Film Festivali, 36. kez ‘perde’ dedi
-
Festival fragmanı yayında
-
İnci’ye uçuş uçuş bir mektup
-
Ankara Film Festivali’nin biletleri satışta
-
"Hafızanın Zamanı"nda sıra dışı belgeseller
- Tümünü Göster

