Ankara Film Festivali’nde 2. Gün
Dünya Kitle İletişimi Araştırma Vakfı tarafından T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın katkılarıyla düzenlenen 32. Ankara Film Festivali film gösterimleri ve söyleşilerle geçen yoğun bir günü daha geride bıraktı.
Festivalde dün Ulusal Belgesel Film Yarışması filmlerinden Mehmet Emre Battal’ın “Muhtaç”, Ulaş Tosun’un “Merhaba Canım”, Zafer Sevener ve Sibel Sümer’in “Araya Korona Girmeseydi…” ve Metin Avdaç’ın “Tipi” jüri ve izleyici karşısındaydı. Film gösterimleri sonrası filmlerin yönetmenleri soruları yanıtlamak üzere salondaydı.
Mehmet Emre Battal: Ben Nota Bene yayınlarında çalışıyorum. Buna uygun kitaplar basıyoruz. Bu ülkede tarımın yok olduğunu herkese aslında kitaplarla anlatmaya çalışıyorduk. Bu sefer de dedik ki bunu herkese gösterelim. Aslında filmde gördüğünüz gibi her şeyi çok açık anlattık. Biz izleyicinin biraz rahatsız olmasını istiyoruz çünkü bu ülkede tarım gerçekten bitiyor.
Ulaş Tosun: Üniversite yıllarında tanıdım Arkadaş Z. Özger’i. Sonraki yıllarda Merhaba Canım şiirine rastlayınca aslında benim düşündüğüm kişiden farklı biri olduğunu kendisi anlatıyordu o şiirinde. Bunun üzerine kendisi ile ilgili yapılan röportajları takip ettim. Yıllar geçtikçe onu tanıyan insanlarla, daha geniş bir skalayla röportajlar yaptım, böyle bir yerden oluştu film. Biz Arkadaş Z. Özger’in kendisini anlattığından daha fazlasını anlattığımızı düşünmedik filmi yaparken.
Metin Avdaç: Trakya ve Adapazarı elektrik ekipleriyle kışın bir arıza olursa diye irtibattaydım. Güçlü bir şey yakalamak istiyordum. 29 Aralık 2016’da Adapazarı tarafında yoğun bir kar geleceğini gösteriyordu meteoroloji. 28 Aralık’ta da gittim. Filmde gördüğünüz gibi İzmit’in yükseklerine çıktıkça tipi ile arızalarla karşılaştık.
Zafer Sevener: Pandemide aslında başta annem ve babamı arşivlemek amaçlı başlamıştım, belgesel olarak düşünmemiştim. Çektikçe olayın şiddeti ve dozu artmaya başladı ki filmde verebildik mi bilmiyorum, bizim amacımız evde kalan insanların psikolojilerinin bozulduğunu yansıtabilmekti. Bunu başarabaildiysek zaten iyi bir iş yapmışız demektir.
Sibel Sümer: Gerçekten çok fazla görüntü vardı. Biraz aile mahremiyetini de düşündük. Hem şiddetli kavgalar hem de sevgi dolu sahneler vardı ama artık o kadarını veremeyecektik. En gidişatı ve süreci gösteren, haberleri destekleyici sahneleri birlikte seçtik.
Tayfun Pirselimoğlu aynı adlı kendi romanından uyarladığı “Kerr” filminin festivaldeki ikinci gösterimi sonrası filmin yapımcısı Vildan Erşen, başrol oyuncusu Erdem Şenocak, sanat yönetmeni Natali Yeres ve görüntü yönetmeni Andreas Sinanos ile birlikte bir kez daha izleyiciyle buluştu.
Tayfun Pirselimoğlu: Ben yazarken biraz filmi çekermiş gibi yazdığım için biraz da yönetmen Tayfun olarak yazıyorum. Dolayısıyla çok büyük kavgalarımız olmuyor yazar Tayfun ile yönetmen Tayfun arasında. Büyük meşakkatli bir çaba olmadı senaryoya çevirirken, yazar yönetmen kavgası yaşamadım.
Tuluhan Tekelioğlu’nun her biri Türkiye’nin toplumsal hafızasında ayrı bir yere sahip dokuz efsane ismi bir araya getirdiği “Efsaneler” belgeseli festival kapsamında ilk kez Ankaralı izleyiciyle buluştu. Ayşe Kulin, Cüneyt Arkın, Güher ve Süher Pekinel kardeşler, Nevra Serezli, Prof. Dr. Ömer Özkan, Şenol Güneş, Süleyman Saim Tekcan ve Yılmaz Büyükerşen’i belgeselinde bir araya getiren Tuluhan Tekelioğlu gösterim sonrasında Ankaralı izleyicilerin sorularını yanıtladı.
Tuluhan Tekelioğlu: Bu bir Pandemi dönemi filmidir, o yüzden epey engebeli yollar kat ettik. Acaba efsanelerimiz yaşadıklarından öğrendiklerini bize anlatsalardı gençler onları dinler miydi dedim. Bu film gençlere efsanelerden bir hayat dersi filmidir. Zordu çünkü en kırılgan yaşı biz pandemi döneminde çektik.
Ankara Film Festivali ve Goethe-Institut işbirliğiyle Alman sinemasının güncel ve başarılı örneklerini sinemaseverlerle buluşturan Kino 2021 seçkisi filmlerinden “Satranç / The Royal Game” ve “Kan Emiciler - Bir Marksist Vampir Komedisi / Bloodsuckers” gösterimleri seyircilerin yoğun ilgisiyle gerçekleşti. Gösterim öncesinde Goethe Institut Ankara Enstitü Müdürü Dr. Friedrich Dahlhaus, Kültürel Etkinlikler Uzmanı Linda Rödel Çiftçi ve Kino kurucu koordinatörlerinden Engin Ertan ile festival konuklarının katılımıyla bir de kokteyl düzenlendi.
Festivalde Bugün Kısa Yarışma Heyecanı Başlıyor!
Ankara Film Festivali’nde yarışacak 15 kısa film bugün (7 Kasım) izleyici karşına çıkıyor. Nuri Cihan Özdoğan’ın “Aynı Gecenin Laciverti”, İnan Erbil’in “Belki Bir Gün Gideriz”, Mahsum Taşkın’ın “Binbir Gece”, Fehmi Öztürk’ün “Bir Annenin Sonatı”, Emir Aytemür’ün “Buz İçin Çığlık”, Okan Aygün’ün “Güzel Havalar”, Ömer Faruk Yardımcı’nın “Hasat”, Abdullah Şahin’in “Hemnefes”, Doğan Belge’nin “İnşaattaki”, İlker Köklük’ün “Konsensüs”, Meriç Atalar ve Isabel Loyer’in birlikte yönettikleri “Med Cezir Tango”, Merve Bozcu’nun “Plastik Rüya”, Can Merdan Doğan’ın “Stiletto”, Doğuş Özokutan’ın “Teslimat” ve Onur Güler’in “Yara” adlı filmlerinin gösterimi sonrasında söyleşiler gerçekleşecek.
Sinema tarihinde bilinenleri, özellikle 1896-1922 yılları arasındaki döneme odaklanarak araştıran ve yanlış bilinenleri ortaya koyan “Gölgelerin Seyri ‘Türk Sinemasının Tartışmalı İlkleri’” belgeseli yönetmen Müjgan Yıldırım ile sinema tarihçisi Burçak Evren’in katılımıyla bugün gerçekleşecek.
Günün klasiği olarak Luis Buñuel’in bir aksilik çıktığı için bir türlü toplanıp yemek yemeyi başaramayan birkaç burjuva çiftin öyküsünü anlattığı “Burjuvazinin Gizli Çekiciliği / Le Charme discret de la bourgeoisie” perdede olacak.
Tuluhan Tekelioğlu’nun belgeseli “Efsaneler” ve Nebil Özgentürk imzalı belgesel “Kara Trenle Götürdüm Şehrimi” festivaldeki ikinci gösterimlerini bugün gerçekleştirecek.
François Ozon’un bu yıl Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye için yarışan filmi ”Her Şey İyi Gitti / Everything Went Fine”; İtalyan yönetmen Michelangelo Frammartino’nun 2021 Venedik Film Festivali’nden Jüri Özel Ödülü ve Yeşil Damla Ödülü kazanan, insanın doğayla bağını izleyen filmi “Delik / Il Buco”; Bulgaristan tarafından Oscar aday adayı olarak belirlenen Ivaylo Hristov’un “Korku / Fear”; Samuel Kishi’nin 2020 Berlin Film Festivali Generation Kplus En İyi Film Ödülü’nü kazandığı kendi çocukluğundan izler taşıyan filmi “Kurt / Los Lobos”; Alexandre Rockwell’in 2020 Berlin Film Festivali’nde Genaration Kplus bölümünde Kristal Ayı Ödülü’nü alan, hayatlarına yön vermeye çalışan iki kardeşi merkeze aldığı filmi “Tatlı Şey / Sweet Thing” ve Henrik Schyffert'ın yönettiği “Koş Uje Koş / Run Uje Run” bugün izleyiciyle buluşacak Dünya Festivallerinden bölümü filmleri.
Twitter'da AnkaraFF
HABERLER
-
35. Ankara Film Festivali’nde son iki gün
-
Ankara Film Festivali’nde yarışma heyecanı hızlandı
-
Ankara Film Festivali’nde dün: “Döngü”, “Fidan” ve “Gülizar”
-
Ankara Film Festivali’nde kısa ve belgesel yarışma heyecanı yaşandı
-
Ankara Film Festivali’nden 35. Yaşa ‘merhaba’
-
Dünyanın Filmi Ankara Film Festivali’nde!
-
Ankara Film Festivali’nin Biletleri Bugün Satışta!
-
Ankara Film Festivali’nden Kadın Yönetmenlere Özel Seçki: “Bir Kadın Filmi”
-
Ankara Film Festivali’nin 35. Yılına Özel Seçki
-
Ankara Film Festivali’nden François Truffaut Seçkisi
- Tümünü Göster