Nazım’ın Kanatları / Boundless Solidarity of Nazım
30. AUFF-katalog,Özel Gösterimler
Takvime Ekle
Europe/Istanbul
Nazım’ın Kanatları / Boundless Solidarity of Nazım
Türkiye Turkey / 2019 / 55’ / DCP / Renkli Color / Türkçe Turkish / İngilizce Altyazı English Subtitles
Yönetmen / Director: Nebil Özgentürk
Dünya Hakları / World Sales: Nebil Özgentürk
E-posta / E-mail: ozgenturknebil@gmail.com
Nâzım Hikmet… Ne memleketine olan hasretini giderebildi ne de Anadolu’da bir köy mezarlığına gömülebildi. Yarı ömrü cezaevlerinde geçecekti. Cezaevinde âşık olacak, cezaevinde evlenecek, cezaevinde dostlar edinecek, cezaevinde yazacak, resim yapacaktı. Sanat ve düşün insanlarının yoğun olduğu Kadıköy ortamında Ramiz Demirkuşak’la tanışacak, bu tanışmadan üç yıl sonraysa kaderleri İstanbul Hapishanesinde kesişecekti. Soğuk savaş yıllarında, Stalin’in tek bir sözüyle yüzbinlerce insan, başkent Moskova’dan uzak ama çok uzaklardaki çalışma kamplarına, Gulag’a sürgün edilmişti! Büyük ozanımız Nâzım Hikmet’in yakın arkadaşı Ramiz Demirkuşak da onlardan biriydi. Kamptayken, Rus kızı Vera’yla evlendi Demirkuşak. Aradan 60 yıl geçecekti… Torunu Ramiz Olegoviç, İstanbul’daki akrabalarını bulmak isteyecekti. Arif Keskiner’in “Yaşar Kemalli Anılar” kitabında Sevgi Divitçioğlu’nun bahsettiği bir anekdot Melih Güneş’i harekete geçirecekti. Nebil Özgentürk’ün de devreye girmesiyle torun Ramiz İstanbul’daki akrabalarına ulaşabilecekti. İşte bu belgeselde Nâzım’ın yol arkadaşlarına gösterdiği tutkulu dayanışma da var, büyük şairimizin evrensel gücü de ve uğruna ölümler göze alınan hayaller, ütopyalar, safiyane tertemiz inanışlar da… Aklımızdan hiç çıkaramadığımız, hatırladıkça ürperdiğimiz soğuk savaş zamanlarının kan, ateş, zulüm ve zalimlerle örülü acımasız bir döneme yakın plan da…
Nâzım Hikmet… He could neither dismiss the feeling of longing for his home town nor be buried in a village cemetery in Anatolia. Half of Nâzım Hikmet’s life would pass in prison. He would fall in love, get married, have friends, write and paint all in prison. He would meet Ramiz Demirkuşak in Kadıköy where artists and intellectuals are in abundance. Three years after this meeting, their destiny would cross at Istanbul Prison. During cold war years with only one final word of Stalin thousands of people were exiled to Gulag slave camps very far away from the capital city of Moscow! Among them was Ramiz Demirkuşak, a close friend of our greatest poet Nazım Hikmet. Demirkuşak married the Russian girl Vera at the slave camp. 60 years would pass… The grandson Ramiz Olegoviç would want to seek his relatives in Istanbul. The book “Memoires with Yaşar Kemal” by Arif Keskiner would put Melih Güneş into action because of an anecdote narrated by Sevgi Divitçioğlu. With the involvement of Nebil Özgentürk the grandson Ramiz would be able to reach his relatives in Istanbul. Hence this documentary depicts passionate solidarity of Nâzım to his companion, universal power of our greatest poet, dreams worth dying for, utopias, pure naïve believes… Cold war times we can never forget that give us a shiver every time we remember, a close shot of a period surrounded by blood, fire and cruelty.
Nebil Özgentürk
Ege Üniversitesinde İşletme Fakültesini bitirdi. Üniversite yıllarında şiir ve yazıya merak saldı. Günaydın Gazetesi İzmir bürosunda muhabir olarak çalışmalara başladı. Sabah Gazetesi İstanbul merkezine transfer oldu. Romanya’dan Abhazya’ya ve Körfez Savaşına kadar savaş muhabirliği de yaptı. 1990 yılında Sabah Gazetesinde röportaj köşe yazarlığına başladı. Köşe yazıları Bir Yudum İnsan, Unutulmayanlar bir de Yıllar ve Yüzler ismiyle kitaplaştı. 1996 yılında başladığı Bir Yudum İnsan belgeselleri de tam 10 yıl sürdü. Toplamda bine yakın televizyon programına imza attı. Her biri biner dakikalık olan Türkiye’nin Hatıra Defteri ve Sanatımızın Hatıra Defteri belgeselleri de çok ses getirdi. Kültür sanat programları hazırlayıp yönetti. Belgeselleri arasında Yaşar Kemal’den Sezen Aksu’ya, Zülfü Livaneli’den Zeki Müren’e, Can Yücel’den Orhan Pamuk’a kadar bir dizi kültür sanat adamlarının hayat öyküsü var. Bunların yanı sıra kurumsal belgeseller ve kent belgeselleri de yaptı. Yayınlanmış 20 kitabı var. Toplamda 140 ödüle sahip.
He finished Ege University Business Administration Faculty. In his university years he felt an interest in writing and poem. He began to work as a reporter at Günaydın Newspaper Izmir desk. He got transferred to Sabah Newspaper İstanbul centre. He worked as a war reporter from Romania to Abkhazia and Gulf War. In 1990, he began to work as a columnist and report writer at Sabah Newspaper. His columns were published by Bir Yudum Insan, Unutulmayanlar and Yıllar ve Yüzler names. The Bir Yudum Insan Documentaries which he began in 1996 lasted for 10 years. He completed close to one thousand television programmes. Also, The Türkiye’nin Hatıra Defteri and Sanatımızın Hatıra Defteri Documentaries which takes one thousand minutes (for each one) rose to prominence. He did and directed art-culture programmes. Among his documentaries, there are life stories of a series of art-culture men, from Yaşar Kemal to Sezen Aksu, Zülfü Livaneli to Zeki Müren, Can Yücel to Orhan Pamuk. He owns 20 books published. He has totally 140 awards.
Filmografi / Filmography
2018 Bir Sabahattin Ali Trajedisi “Kayıp Kemiklerin İzinde” Filiz’in Çok Üzüldüğü An...
2017 Almanya’ya Göçün Hatıra Defteri
2013 Sanatımızın Hatıra Defteri
2007 Türkiye’nin Hatıra Defteri
2007 Basının Kısa Tarihi
1999-2007 Bir Yudum İnsan
Yönetmen / Director: Nebil Özgentürk
Dünya Hakları / World Sales: Nebil Özgentürk
E-posta / E-mail: ozgenturknebil@gmail.com
Nâzım Hikmet… Ne memleketine olan hasretini giderebildi ne de Anadolu’da bir köy mezarlığına gömülebildi. Yarı ömrü cezaevlerinde geçecekti. Cezaevinde âşık olacak, cezaevinde evlenecek, cezaevinde dostlar edinecek, cezaevinde yazacak, resim yapacaktı. Sanat ve düşün insanlarının yoğun olduğu Kadıköy ortamında Ramiz Demirkuşak’la tanışacak, bu tanışmadan üç yıl sonraysa kaderleri İstanbul Hapishanesinde kesişecekti. Soğuk savaş yıllarında, Stalin’in tek bir sözüyle yüzbinlerce insan, başkent Moskova’dan uzak ama çok uzaklardaki çalışma kamplarına, Gulag’a sürgün edilmişti! Büyük ozanımız Nâzım Hikmet’in yakın arkadaşı Ramiz Demirkuşak da onlardan biriydi. Kamptayken, Rus kızı Vera’yla evlendi Demirkuşak. Aradan 60 yıl geçecekti… Torunu Ramiz Olegoviç, İstanbul’daki akrabalarını bulmak isteyecekti. Arif Keskiner’in “Yaşar Kemalli Anılar” kitabında Sevgi Divitçioğlu’nun bahsettiği bir anekdot Melih Güneş’i harekete geçirecekti. Nebil Özgentürk’ün de devreye girmesiyle torun Ramiz İstanbul’daki akrabalarına ulaşabilecekti. İşte bu belgeselde Nâzım’ın yol arkadaşlarına gösterdiği tutkulu dayanışma da var, büyük şairimizin evrensel gücü de ve uğruna ölümler göze alınan hayaller, ütopyalar, safiyane tertemiz inanışlar da… Aklımızdan hiç çıkaramadığımız, hatırladıkça ürperdiğimiz soğuk savaş zamanlarının kan, ateş, zulüm ve zalimlerle örülü acımasız bir döneme yakın plan da…
Nâzım Hikmet… He could neither dismiss the feeling of longing for his home town nor be buried in a village cemetery in Anatolia. Half of Nâzım Hikmet’s life would pass in prison. He would fall in love, get married, have friends, write and paint all in prison. He would meet Ramiz Demirkuşak in Kadıköy where artists and intellectuals are in abundance. Three years after this meeting, their destiny would cross at Istanbul Prison. During cold war years with only one final word of Stalin thousands of people were exiled to Gulag slave camps very far away from the capital city of Moscow! Among them was Ramiz Demirkuşak, a close friend of our greatest poet Nazım Hikmet. Demirkuşak married the Russian girl Vera at the slave camp. 60 years would pass… The grandson Ramiz Olegoviç would want to seek his relatives in Istanbul. The book “Memoires with Yaşar Kemal” by Arif Keskiner would put Melih Güneş into action because of an anecdote narrated by Sevgi Divitçioğlu. With the involvement of Nebil Özgentürk the grandson Ramiz would be able to reach his relatives in Istanbul. Hence this documentary depicts passionate solidarity of Nâzım to his companion, universal power of our greatest poet, dreams worth dying for, utopias, pure naïve believes… Cold war times we can never forget that give us a shiver every time we remember, a close shot of a period surrounded by blood, fire and cruelty.
Nebil Özgentürk
Ege Üniversitesinde İşletme Fakültesini bitirdi. Üniversite yıllarında şiir ve yazıya merak saldı. Günaydın Gazetesi İzmir bürosunda muhabir olarak çalışmalara başladı. Sabah Gazetesi İstanbul merkezine transfer oldu. Romanya’dan Abhazya’ya ve Körfez Savaşına kadar savaş muhabirliği de yaptı. 1990 yılında Sabah Gazetesinde röportaj köşe yazarlığına başladı. Köşe yazıları Bir Yudum İnsan, Unutulmayanlar bir de Yıllar ve Yüzler ismiyle kitaplaştı. 1996 yılında başladığı Bir Yudum İnsan belgeselleri de tam 10 yıl sürdü. Toplamda bine yakın televizyon programına imza attı. Her biri biner dakikalık olan Türkiye’nin Hatıra Defteri ve Sanatımızın Hatıra Defteri belgeselleri de çok ses getirdi. Kültür sanat programları hazırlayıp yönetti. Belgeselleri arasında Yaşar Kemal’den Sezen Aksu’ya, Zülfü Livaneli’den Zeki Müren’e, Can Yücel’den Orhan Pamuk’a kadar bir dizi kültür sanat adamlarının hayat öyküsü var. Bunların yanı sıra kurumsal belgeseller ve kent belgeselleri de yaptı. Yayınlanmış 20 kitabı var. Toplamda 140 ödüle sahip.
He finished Ege University Business Administration Faculty. In his university years he felt an interest in writing and poem. He began to work as a reporter at Günaydın Newspaper Izmir desk. He got transferred to Sabah Newspaper İstanbul centre. He worked as a war reporter from Romania to Abkhazia and Gulf War. In 1990, he began to work as a columnist and report writer at Sabah Newspaper. His columns were published by Bir Yudum Insan, Unutulmayanlar and Yıllar ve Yüzler names. The Bir Yudum Insan Documentaries which he began in 1996 lasted for 10 years. He completed close to one thousand television programmes. Also, The Türkiye’nin Hatıra Defteri and Sanatımızın Hatıra Defteri Documentaries which takes one thousand minutes (for each one) rose to prominence. He did and directed art-culture programmes. Among his documentaries, there are life stories of a series of art-culture men, from Yaşar Kemal to Sezen Aksu, Zülfü Livaneli to Zeki Müren, Can Yücel to Orhan Pamuk. He owns 20 books published. He has totally 140 awards.
Filmografi / Filmography
2018 Bir Sabahattin Ali Trajedisi “Kayıp Kemiklerin İzinde” Filiz’in Çok Üzüldüğü An...
2017 Almanya’ya Göçün Hatıra Defteri
2013 Sanatımızın Hatıra Defteri
2007 Türkiye’nin Hatıra Defteri
2007 Basının Kısa Tarihi
1999-2007 Bir Yudum İnsan
T.G. 3862