36. Ankara Film Festivali’nin üçüncü günü, dünya sinemasından usta yönetmen Jafar Panahi’nin son yapıtı “Görünmez Kaza”nın gösterimi ve Ulusal Kısa Film Yarışması’nın başlangıcıyla geçti.

"Görünmez Kaza"nın kurgu hikâyesi

Jafar Panahi’nin yasaklara rağmen gizlice çektiği filmin kurgucusu Amir Etminan’ın katıldığı söyleşide, yönetmenin zorlu çalışma koşulları ve yaratıcılık için alınan büyük riskler detaylandırıldı.

Kurgucu Amir Etminan, Panahi’nin senaryoyu "şartlardan dolayı" kimseye göndermediğini , bu yöntemi "Polis geldiğinde veya yakalandığımızda kimsenin üzerinde senaryo bulunmasın diye" izlediklerini açıkladı. Etminan, her gün sete geldiklerinde o günün diyaloglarının oyunculara verildiğini, provaların ardından sahnenin çekildiğini ve çekim bittikten hemen sonra sayfaların imha edildiğini anlattı. Etminan, sete bir de sahte izin alarak başladıklarını belirtti.

Çekimlerin son günlerinde bir noktada yakalandıklarını belirten Etminan, bu olayı şu sözlerle anlattı: “Olayın uzun bir hikâyesi var. Akşamdan başlayıp sabaha kadar sürdü. Yirmi kadar polis geldi ve beni aldılar. Penahi kamerayla arabanın içine saklandı. Bir gece sahnesini çekmek için oradaydık. Bazı polislerin üniformaları yoktu, ben de kaçmak istedim ama yakaladılar. Aracın bagajında küçük bir dizüstü bilgisayar vardı, çünkü çekimlerin son günleriydi ve tüm film içindeydi. Polisler arama yapmak istediklerini söyledi. Bagajı açtım. Çantayı aldılar. Orada başrol oyuncumuzun iki fotoğraf makinesi de vardı. Onları görünce heyecanlandılar, sanki büyük bir şey bulmuş gibi davranmaya başladılar. Kameraları açmak istediler, kartları sordular. Dizüstü bilgisayarı ise bıraktılar. Sonradan anladım ki filmin Penahi’ye ait olduğunu bildikleri için asıl onu arıyorlardı. Penahi’yi aradım, o da geldi. Telefonlarımızı aldılar, geri verdiler. Kamerayı aldılar, geri verdiler. Ülkede seçimlere birkaç gün kalmıştı; muhtemelen başka bir haber çıkmasın diye çok derinlemesine uğraşmadılar. Zaten bir şey de bulamadılar. Saatler süren sorgudan sonra beni serbest bıraktılar. Böylece kurtulduk diyebilirim.”

Amir Etminan, normal koşullarda kurgu yapmadığını vurgularken, bu filmde asistan, D.I.T. (kart boşaltma) ve şoförlük gibi tüm teknik işleri üstlenmek zorunda kaldığını ekledi. "Ben de Penahi’nin yanındaydım, tam bir asistan gibiydim" diyen Etminan, bu zorlu sürecin çekimlerin gizliliğini korumak adına kritik olduğunu belirtti.

Ulusal Kısa Film Yarışması başladı

Festivalin en dinamik bölümlerinden olan Ulusal Kısa Film Yarışması’nın ilk iki seçkisi de dün seyirciyle buluştu. Gün boyunca iki ayrı seçkide genç sinemacıların toplam 13 iddialı kısa metrajlı filmi gösterildi.

İlk seçkide "Hevraz", "İnziva", "Prosedür", "Beyazlar ve Renkliler", "30 Dakikadan Sonra", "Kirpik" ve "Taşın Rengi" filmleri yer aldı. İkinci seçkide ise "Aslında Herkes", "Mutlu Ayaklar", "Bimba", "Alis", "Yaşarım Bence (Müzisyen Olan Değil)" ve "Bizim Olan Her Şey" filmleri yarıştı. Genç sinemacıların yaratıcılığını sergilediği bu filmler, kısa film alanındaki güncel eğilimlere ışık tuttu.

Haber: Önem Turhan, Şükran Çelebi